TUTUNAMAYANLAR
Tutunamayanlar, Oğuz Atay'ın ilk romanıdır, sizin de
bildiğiniz gibi sayın okuyucular. Sayfa sayısından korkup bırakanlar olsun, kitabı
anlamayıp bırakanlar olsun gelin be tekrar bakalım nedir ne değildir bu kitap
ne anlatıyor biraz da farklı açılardan bakalım şu kitaba ne dersiniz? Bana sormadınız
ama bakalım derim ben.
Sayın okuyucular burada mısınız? Öhöm… neyse devam
edeyim ben siz sonra bana yetişirsiniz. :d
Kısaca kitabın konusundan
bahsetmek gerekirse Selim Işık'ın intihar ettiğini öğrenen Turgut Özben, ihmal
ettiğini düşündüğü arkadaşının geçmişinin izini sürmeye ve Selim'in tanıdığı
insanlar aracılığıyla onu tanımaya çalışır. Her insana farklı bir yönünü
gösteren Selim'in görüntüsü, Turgut'un bu insanlarla konuşması sonucu
okuyucunun ve Turgut'un gözünde netlik kazanacaktır. Romanda birçok kişi vardır
ama her biri aslında Selim'in hayatındaki kişilerdir ve tüm anlatılanlar Selim
Işık'ı aydınlatır. Selim Işık, düşünen ve sorgulayan insanın simgesidir ve bu
yüzden hayata tutunamamış ve bir tutunamayan olmuştur. ( aynı benim gibi dermişim :d )
O
değil de Oğuz Atay’ın ‘Günlük’ kitabında bir cümle vardı. Neydi, “ben, yaşarken
unutulmuş biriyim." Hah! işte aslında ben bu cümleyim. Çoğumuz öyleyiz
belki de kim bilir?
Peki Tutunamayanlar bize ne anlatmak istiyor sayın okuyucular?
Tutunamayanlar, hayatın kendisi kadar karmaşık, çoğu
zaman hayatın kendisi kadar anlaşılmaz, kişilik analizleri ve ayrıntılarla dolu
bir romandır.
Romanda her karakterde Oğuz Atay’dan bir parça
görüyoruz. Kişiler farklı ama sorgulamalar aynı. Romanın adı dahi kendini
başkalarından ayıran, sanki acı çekmeye mecbur bir grup insanı anlatıyor.
Romanın başkarakteri Turgut’ta, başından sonuna kadar kendini dışarıdan görme
çabası seziliyor. Turgut’un, Selim’i kendine ne kadar yakın gördüğü roman boyunca
vurgulanıyor. Roman bütününde hayatın sonsuz ihtimalleri içinde oluşan anlamlar
ve onlara tutunmanın yararsızlığını hisseden insanları sorguluyor.
Yorumlar
Yorum Gönder